En mahrem anılarına, hayatındaki önemli dönemeçlere kendi kuşağının hikâyesini de dahil edip tarihin kaydını tutan ve bunu yaparken klasikleşmiş otobiyografi yazınının dışına çıkan Ernaux, anlatının merkezine kendini koymaktan bilhassa kaçınıp bireysel tarihiyle kolektif tarihi bir araya getiriyor. Sınıf çatışması, kadın çalışmaları gibi konulara da yer vererek toplumsal bir bellek yazını oluşturuyor.
“Okumanız gereken en iyi kitaplardan biri.”
Deborah Levy
“Seneler yalnızca otobiyografi yazını için değil, sanat için de devrim niteliğinde.”
John Banville
ANNIE ERNAUX, 1 Eylül 1940’ta, Lillebonne’da, işçi sınıfına mensup bir ailede doğdu; çocukluğunu Yvetot, Normandiya’da geçirdi. Mazbut bir sosyal çevrede büyüdü, edebiyat öğrenimi gördü ve uzun yıllar boyunca edebiyat öğretmenliği yaptı. Kişisel deneyimle toplumsal tarihi birleştiren unsurları daha ilk romanı Armoires vides’le (Boş Dolaplar) ortaya koydu. Sınıf atlama, evlilik, kadın özgürlüğü, cinselllik, kürtaj, hastalık, yaşlılık ve ölüm gibi meseleleri kendi deneyimleri üzerinden aktarırken, arka planda daima toplumsal yaşam ve onu oluşturan kültürel, siyasî, tarihî olaylara yer vererek, “toplumsal bellek” yazını olarak nitelenebilecek eserlere imza attı; başta Renaudot Ödülü olmak üzere birçok ödüle değer görüldü. Hâlâ Cergy’de yaşamaktadır.
SİREN İDEMEN, 1980’lerden bu yana gazetecilik ve çevirmenlik yapıyor. Express, Roll, Bir+Bir dergisinin ve sitesinin kurucu, editör ve muhabirlerinden. Çevirdiği ilk kitap Bozkırdaki Gölgeler (Can Yayınları, 1983), son kitaplardan bazıları ise Parçalanma (Emil Michel Cioran, Metis Yayınları), Freud-Spinoza Mektuplaşması 1676-1938 (